Şubat 02, 2012

ulaşılamayan mekanda, ulaşılamayan zamanda.

bir daha hiç göremeyeceğim seni.
zaten hiç yaşamadım da seninle.
lakin hiç unutamadığım bir filmin,
en vurucu, en güzel sahnesi gibi.
sürekli rahatsız edecek aklımı o hiç yaşamadığımız,
ince gövdeli ağaçlarla,
yerde dökülmüş sapsarı yapraklarla dolu o ormanda,
geçirdiğimiz sonbahar günleri.
boynunda her gün,
birbirinden farklı çeşit çeşit atkılar,
olurdu.
üşürdün, üşümezdin.
yanımızda ahşap bir masa.
otururduk, oturmazdık.
ah ama bilsen o kadar zor ki
ulaşamadığın mekanda, ulaşılmadığın insanla,
ulaşamadığın an'da
bir gerçek tahayyülü,
ulaşılamazlığın ışıksızlığında.

altı farklı kareden bir saniye,
o saniyeden saniyeler, dakikalar,
günler yaratmak.
o kadar gerçek dışı.
ve o günler,
          o kadar uzaktalar ki...

ve bunu, kabullenmek,
öldürücü.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Şu ana kadar okuduğum en güzel şiirin dostum. Hatta benim okuduğum şiirler arasında, en güzeller arasında. Abiii?! :D

Neyse, sana böyle eşref saatleri gele dursun bakalım; giyotine sığmayan kafa, ellerine sağlık! :D